13 Ağustos 2017 Pazar

Kırsalda Bir Tren İstasyonu

Görünüşsel anlamda ve tenimi yalayarak geçtiği ölçüde rüzgarlı ve serin olduğunu varsaydığım bir yaz gecesiydi. Meydandaki ana istasyondan gelen ve taze geçmiş olduğu halde etkisi henüz geçmemiş tren çığlıklarının yaraladığı, yeni bir macera beklerken içinde bulunduğu rutine yenilmiş, yenilgilerden ders çıkarması gerektiği söylendiği halde yeniden yenilmeyi adet haline getirdiğinden ders çıkarmaktan fersah fersah kaçan pseudo mazoşist çocuk ve ilk gençlerin diyarıydı burası. Erken yenilmişliklerle malul olan bu kitleden mürekkep kasabada erken yaşlanmak adettendi. Her ne kadar anatomik olarak genç dursalar da ruhlara çökmüş olan yorgunluklarını gizleyemeyerek geleceğe bakmaya çalışan ancak gözlere çöken miyopiden sebep onu da göremeyen, suya yaklaştıkça aslında sudan uzaklaşan ve epeyce sonra her şeyin bir seraptan ibaret olduğunu fark eden bir insan topluluğunun selamıydı bütün bunlar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder